Bak Sayın Ahmet Gözen, bu mesele basit değil.
Hem çıkıp Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’na “Benim kızkardeşim” diyecek kadar samimiyet gösteriyorsun…
Ama dönüp de kanlı bıçaklı olduğu insanlarla fink atıyorsun!
Biz seninle aynı masada yemek yemedik mi?
Yan yana oturup ekmeğimizi bölüşmedik mi?
Sohbet edip dostça muhabbet etmedik mi?
Peki, senin şimdi kucaklaştığın o insanlar kim?
Benim telefonuma bile çıkmayan…
Gördüğünde selam vermeyen…
Yolda karşılaşsa yüzünü öte yana çeviren kişiler…
Ahmet Gözen, sen neyin peşindesin?
DÜRÜSTLÜK NEREDE GÖZEN?
Dürüstlük dediğin şey biraz dik durmak, biraz da kararlı olmaktır.
İnsan tarafını belli eder, durduğu yeri gösterir.
Arabulucu musun?
Yoksa laf taşıyıcısı mı?
Yoksa sadece rüzgâr nereye eserse oraya mı sürükleniyorsun?
DOSTLUK MU, MENFAAT Mİ?
Yazık sana vallahi, çok yazık!
Bir siyasetçinin, hele ki kendini “samimi dost” diye tanıtan birinin böyle zikzak yapması, iki tarafa da oynar gibi görünmesi sana hiç yakışmıyor.
Dürüstlük bu değildir
Dostlukta sadakat yoksa, kardeşlikte tavır yoksa geriye ne kalır?
Madem diyorsun ki “kızkardeşim”…
O halde kardeşinin düşmanı senin de düşmanın olacak.
Bu işin raconu da, doğrusu da budur.
Ömer Günel’in seninle görüşmesi de aynı şey, hiç farketmiyor!..
Ben olsam Çerçioğlu için “Kızkardeşim” diyen biriyle görüşmem, selam bile vermem
Bunu siyasetin kitabı da, insanlığın kitabı da böyle yazar.
Sen gidip düşmanıyla yan yana geliyorsan, bu işte bir gariplik var demektir.
Sn. Ahmet Gözen…
Tarafını seç, açık ol, mert ol!
Çünkü dostluk lafla değil, tavırla belli olur.
Kardeşlik, tribünlerde alkışla değil, zor günde dimdik durmakla belli olur.
Yoksa senin şu yaptığın, ne siyasetle açıklanır ne de insanlıkla…